Muhtemelen makine öğrenimi ve yapay zeka terimlerini biliyorsunuz. Belki de makine öğrenimi algoritmalarının insanları satranç, GO ve StarCraft gibi karmaşık oyunlarda nasıl mağlup ettiği veya makine öğrenimi ve yapay zekanın daha iyi tıbbi teşhisler ve tedaviler sağlamak için kullanıldığını duymuşsunuzdur.
Yapay zeka, tıp, pazarlama, insan kaynakları ve hatta sanat gibi çok çeşitli alanları etkiliyor! Kendi kendine giden arabalardan sahte yüzlere (deep fake) kadar, yapay zeka ve makine öğreniminin toplumumuzun geleceği ve işleyiş şeklimiz için etkileri var. Bu yüzden yapay zekayı araştırmaya ve hatta yapay zeka konusunda eğitim vermeye çok fazla yatırım yapıldı. Peki yapay zeka ve makine öğrenimi tam olarak ne anlama geliyor?
Verilerle uğraşıyorsanız, büyük olasılıkla dağılım verileriyle sık sık ilgileneceksiniz. Gözlemleri yönlendiren temel dağılımlar hakkında iyi bir kavrayışa sahip olmak, veri bilimi iş akışınız için paha biçilmezdir.
Dağılımlar neden önemlidir?
Veri dağılımı görselleştirmenin önemli olmasının birçok nedeni var, ancak üç önemli neden olarak şunları söyleyebilirim:
Verilerinizdeki hataları kolayca yakalayabilirsiniz. Belki yanlışlıkla birden fazla gözlemi dahil ettiniz, basit bir ortalama medyan özeti bunu ortaya çıkarmayabilir.
Belki verilerinizde iki tane peak görüyorsunuz, ve modelleme yapıyorsanız, bu ayrı zirveleri oluşturan bir kontrol edici değişken aramanız gerektiğinin bir göstergesi olabilir.
Verilerin dağılımını göstermek, verileri özet istatistiğe sıkıştırmaktan daha doğru ve gerçek bir yöntemdir.
Dünya’da doğmuş olmamız, burada sonsuza kadar kalacağımız anlamına gelmiyor!
Dünyanın bizim için mükemmel bir ev olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ama biz iyi bir ev sahibi miyiz? Bu tartışılabilir bir konu. En son evrensel ortak atadan bugün gezegene yayılmış insanlara kadar, kendimize evrimsel ince ayar yaparak çevremize uyum sağlıyoruz.
Fakat bu sonsuza kadar böyle kalmayabilir. Bol bol fosil yakıtı yakmaya devam ediyoruz ve nüfus patlaması ile çevremize zarar verip, kaynaklarımızı tüketme noktasına getiriyoruz.
Yukarıda dünyamıza verdiğimiz zararları ve bazı sonuçlarını görebilirsiniz. Durum böyle olunca dünyamızı ya kurtarmak zorundayız yada böyle devam ederek kaçınılmaz sonuçlara kendimizi hazırlamalıyız.
İnsanlar, yeryüzü biokütlesinin 10 binde birini oluşturuyor, fakat gezegenin üzerindeki etkimiz dramatik derecede orantısız. Son 250 yıl içerisinde atmosfere 400 milyar ton karbon ekledik ve bunun yaklaşık yarısını 1980’lerden sonra oluşturmaya başladık. Dünya tarihinde hiçbir organizma çevreyi , dünyamızı bu kadar çabuk değiştirmedi. Bu, sadece ürettiğimiz kirlilik miktarı da değil. İnsanlar tamamen yeni kirlilik türleri de icat ettiler.
Polieliten, kloroflorokarbonlar, organik fosfatlar ve sentetik hormonlar, insanlar onları yaratana kadar çevrede bulunmuyordu. 2007 yılında yapılan bir çalışmada, yabani somonda 24’ten fazla sentetik kimyasal ve zehir tespit edildi ve zehirli olmayan kirleticiler de aynı derecede zararlı olabilir.
Topraktan nehirlere bulaşan suni gübreler, yosunların abi büyümesine sebep olarak su yollarının tıkanmasına yol açıyor. Bunlar ölüp çürüdüğünde, bakterilerdeki dalgalanma suyu oksijensiz bırakarak balıkları öldürüyor.
Hal böyle olunca dünyamızı kurtarmak kaçınılmaz bir durum haline geliyor. Kirlenmeyi kontrol etmek tamamen bizim elimizde. 1952’de Lonra’da meydana gelen Büyük Sis, 4 gün içinde tahminen 12000 insanın ölümüne sebep verdi. 4 yıl sonra yürürlüğe giren Temiz Hava Kanunu sayesinde hava kalitesi zamanla gözle görülür bir iyileşme yaşadı.
Çöpümüz nelere dönüşebiliyor?
Kirliliği yaratan teknolojik gelişmeler, aynı zamanda onu yok etmek için de kullanabilir. İnsanların gezegeni zehirleme oranını azaltmak için, daha temiz yakıtlar, daha verimli motorlar, daha iyi geri dönüşüm ve çevresel temizleme teknolojileri geliştiriliyor. Okyanusun içinde görev yapan büyük çöp emici makinelerden tutun, mahalle geri dönüşüm planlarına kadar, dünyanın en kirli yüzyılını geride bırakmak için herkesin yapabileceği bir şeyler var.
Küresel Isınmayı Yavaşlatmak için Uygulanan Bazı Gelişmeler:
Dev bir uzay aynası dünyanın ısısını 3 dereceye kadar düşürebilir.
Atmosfere yoğuşacak küçük su buharı tanecikleri enjekte etmek, bulut oluşumunu tetikler. Aydınlık bulutlar güneş ışığını daha fazla yansıtarak gezegeni soğutmaya yardımcı olur.
Korbondioksit (ve diğer gazlar) emen ve oksijen veren bitki örtüsü karbondioksit döngüsünde çok önemli bir lokomotiftir. Bu sebeple, yeniden ağaçlandırma projeleri başlatmak küresel ısınmayla olan savaşımızda bize çok ciddi avantaj sağlar.
Özet – Akıllı Şebekelerin (Smart Grid) tek bir tanımının olmaması şaşırtıcı değildir. Bu yazıda, “Akıllı Şebeke nedir?” sorusunu cevaplayacağız ve bu soruyu cevaplarken farklı kuruluşlar ve yazarlar tarafından verilen tanımlara yer vereceğiz.
Giriş – Akıllı şebekeyi kısa ve öz bir şekilde tanımlamak kolay değildir. Konsept nispeten yeni ve çeşitli alternatif olarak görev bileşenler akıllı bir şebeke oluşturur. Hatta bazı yazarlar bu kavramı tanımlamanın çok zor olduğunu düşünüyor. Akıllı şebekenin farklı kuruluşlar ve yazarlar tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır.